GEÇMİŞE SAHİP ÇIKMAK: ÇATALHÖYÜK


Konya'nın 52 km güneydoğusunda, Çumra ilçesi sınırları içerisinde bulunan Çatalhöyük, Konya ve Türkiye'nin olduğu kadar dünya kültürünün de önemli bir mirası. Bu yüzden 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dâhil edildi.

Neolitik devrim olarak da adlandırılan tarım devriminin, dünya üzerindeki ilk örneği değilse de, bugüne kadar kazı yapılan en büyük ve en yoğun nüfusa sahip neolitik yerleşimlerden biri kabul edilmekte Çatalhöyük. Tarımsal üretimin, yerleşik toplumun, evcilleştirilen hayvanların ve bunların sonucunda gerçekleşen sosyal ve ekonomik dönüşümlere ait izlerin takibini yapmak, 9000 yıl öncesinden başlayıp (M.Ö. 7400) günlük yaşamda meydana gelen büyük değişime kesintisiz olarak burada tanıklık etmek mümkün.

1958 yılında İngiliz arkeolog James Mellaart tarafından keşfedilen ve 1961 yılında kazı çalışmalarına başlanan Çatalhöyük, Doğu Höyüğü ve Batı Höyüğü olarak iki höyükten oluşur. Doğu Höyüğü M.Ö. 7400-6200, Batı Höyüğü ise M.Ö. 6200-5200 yıllarına ait kültürel ve sanatsal özellikleri bünyesinde barındırır. Sokak kavramının olmadığı, birbirine bitişik evlerden oluşan Çatalhöyük Neolitik Kenti'nde, duvar resimleri, kabartmalar ve heykellerle süslü evlerin zeminine ölüler gömülürken, evlere giriş çıkışlar bacadan sağlanır ve günlük işler toprak damlarda görülür.

Sekiz bini aşkın o dönem için muazzam bir nüfusa sahip olan Çatalhöyük'te yapılan kazılarda, çok sayıda "ana tanrıça" heykelciği bulunmuştur. Boyları 5 ila 16 santimetre arasında değişen heykellerin bereketi, ölümü ve kötülüğü simgelediği düşünülmektedir. Bunlardan en önemlisi "aslanlı oturan tanrıça" heykelidir. M.Ö. 6000'li yıllara ait olan heykel "bereket tanrıçası" olarak da bilinir. Bu heykel Ankara'da Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir.

Çatalhöyük'te yerleşik hayata geçerek tarımsal üretime başlayan insanlar arpa, buğday ve bakliyat dâhil olmak üzere birçok farklı ürün yetiştirmişlerdir. Bu süreçte Çarşamba Çayı'nı kendilerine sunulmuş bir nimet olarak bulmuşlarsa da zaman zaman taşkınlarla mücadele etmek zorunda kalmışlardır.

Avcı-toplayıcı yaşam tarzından koparak yerleşik hayata geçen Çatalhöyük Neolitik Kenti'nde arkeolojik kazı çalışmalarıyla sosyo-ekonomik değişimler ortaya çıkartılırken, bir yandan da bu bereketli topraklar üzerinde tarımsal faaliyetler büyüyerek devam etmektedir. M.Ö. 7000-5000'li yıllarda sınırlı bir alanda yapılan ve Çarşamba Çayı ile mücadele içerisinde sürdürülen tarım, günümüzde çok daha geniş bir alanda ve daha modern tekniklerle yapılmaktadır.

Türkiye'nin tahıl ambarı konumunda olan ve 2,6 milyon hektar tarım arazisi bulunan Konya'da, DSİ Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü inşa ettiği barajlar, göletler, iletim kanalları ve taşkın koruma tesisleri ile geçmişten günümüze süren bu mücadelede aktif görev almaktadır.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Konya-Çumra 3. Merhale Projesi kapsamında, Çarşamba Çayı, Göksu Nehri ve Beyşehir Gölü'nün sularından azami fayda sağlayacak, Apa Barajı, Bağbaşı Barajı, Mavi Tüneli, Hotamış ve Suğla Depolamaları, BSA Kanalı, Apa-Hotamış İletim Kanalı tesisleri tamamlanmıştır.

Çalışmaları devam eden Bozkır Barajı, Afşar-Hadimi Barajı, Afşar-Bağbaşı Hadimi Tüneli gibi milyarlarca liralık tesisler de tamamlandığında yaklaşık 9000 yıldır Ova'ya hayat götüren Çarşamba Çayı misyonuna devam edecek, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ise hem Çatalhöyük mirasına sahip çıkmanın hem de yaptığı yatırımlarla bölge insanının hayat kalitesine katkı sağlamanın mutluluğunu yaşayacaktır.

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar