İslâm Ticaret Hukuku Kongresi'nin açılışı Gerçekleşirildi.


​Konya Ticaret Odası, KTO Karatay Üniversitesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen II. Uluslararası İslâm Ticaret Hukuku Kongresi'nin açılışı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in katılımıyla gerçekleştirildi.

KTO Başkanı Selçuk Öztürk'ün, Kongre'nin açılış konuşması:

Hazreti Mevlana'nın, Şemsi Tebrizi'nin, Sadreddin Konevi'nin, Seyyid Mahmut Hayrani'nin, Hoca Nasreddin'in, Seyyid Harun Veli'nin, Hadimi Hazretleri'nin, Ladikli Ahmet Efendi'nin, Hacı Veyiszade Hoca'nın, Ali Ulvi Kurucu Hoca'nın Tahir Büyükkörükçü Hoca'nın ve nice gönül dostunun diyarına hoş geldiniz.

Haçlı ordularını Anadolu'da durduran Kılıçarslan'ın, bu toprakları İslam dünyasının merkezi yapan Alâeddin Keykubat'ın payitahtı Konya'ya safa geldiniz, ayağınıza yüreğinize sağlık.

Kongremize katılarak bizleri onurlandıran Sayın Maliye Bakanımıza ve çok değerli protokolümüze şükranlarımı sunuyorum. Kongreye katılmak için dünyanın dört bir yanından şehrimize gelen tüm âlim, bilim adamı ve akademisyenlerimize teşekkür ediyorum.

Böylesine önemli bir organizasyonu düzenlemek için gecesini gündüzüne katarak çalışan Ali Deresoy, Lokman Koyuncuoğlu ve Prof. Dr. Mehmet Bayyiğit başta olmak üzere Kongre Tertip Komitesi'ne de ayrıca huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Sözlerime başlarken, Ankara'da meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, tüm milletimize başsağlığı diliyorum.

Selçuklu Sultanı Melikşah'ın, İslam halifesinden İslam coğrafyasını koruma görevi aldığı günden beri geçen bin yıldır sürede aldığımız emanetin ve bu coğrafyada yaşamanın bedelini ödeyen milletimiz bugün de bu bedeli ödemeye devam etmektedir.

Mısır meydanlarında kardeşlerimiz şehit olurken tüm dünyayı karşımıza aldık, Filistin'de kardeşlerimiz dik dururken biz de tüm dünyaya karşı dik durduk, Suriye'de masum halk katledilirken tüm dünyaya tarihi emanet bu coğrafyanın sahipsiz olmadığını söyledik.

Başkentimizde, ülkemizin kalbinde bombalar patlasa da haklı davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Dünyaya barışı getiren Hazreti Muhammed (SAV)'in ümmetinin koruyucusu olan bizler bin yıl önce nasıl dik duruyorsak bugün de dik durmaya devam edeceğiz.

ABD'de, Fransa'da, İngiltere'de masum insanın öldürülmesi nasıl terör ise Mısır'da, Filistin'de, Suriye'de, Türkiye'de de masum insanların katledilmesi terördür. İslam ülkeleri olarak Batı'nın terör konusunda ikiyüzlülüğüne, taraflı tutumuna alışığız, asıl olması gereken İslam coğrafyasının kendi içinde birlik olmasıdır.

Unutmayın ki; "Müslüman'ın kanı Müslüman'a haramdır." Ölenin de öldürenin de Müslüman olduğu bu coğrafyada akan kanın hesabını, inandığımız Ahiret gününde hepimiz vereceğiz. Sevgili Peygamberimiz Veda Hutbesi'nde bizlere Kur'ân-ı Kerim'i ve Sünneti emanet bıraktığını söylüyor. Bunlara sıkı sıkı sarılmamızı emrediyor. Biz de bu inançla; tüm Müslümanlar olarak kardeş olmanın gereğini yerine getirirsek sorunları kolayca aşabiliriz.

Birlik olmamamız için hiçbir bahaneyi kabul edemeyiz. Biz, bize öğretilen aynı dil ile konuşuyoruz, aynı yönde dik duruyor, aynı istikamette eğiliyoruz. Eğer birlik olursak inanın bu coğrafyada kimse Müslüman kanı akıtmaya cesaret edemez. İşte o zaman da sadece kendimiz için değil tüm insanlığa barış getirecek güce kavuşuruz.

İslam ülkeleri, dünya topraklarının altıda birine, dünya nüfusunun dörtte birine, dünya petrol rezervlerinin yüzde 65'ine, doğal gazın yüzde 60'ına sahipken; dünya ticaret hacminde Müslüman ülkelerin birbirleri ile ticareti yüzde 18 seviyesindedir. Petrol ve doğalgazı çıkarırsak bu oran yüzde 8'e inmektedir.

Diğer taraftan; İslam ülkeleri ellerindeki potansiyeli yeterince değerlendirememektedir ve Allah'ın sunduğu zenginliklerden yeterince yararlanamamaktadır. En zengin ve en fakir İslam ülkesi arasında gelir seviyesi olarak tam 220 kat fark bulunmaktadır. 21 İslam ülkesi ise en az gelişmiş ülkeler arasında yer almaktadır.

İslam ülkeleri ABD ve Avrupa yerine kendi aralarında ticaretlerini artırırlarsa birçok İslam ülkesi şu an yaşadığı ekonomik sıkıntılarından kurutulacaktır. İslam ülkelerinin birbirleri ile ticaretini yetersiz görmekteyiz. Ayrıca dünya konjonktüründeki değişen ticari ilişkileri değerlendirdiğimizde Müslüman ülkelerin birbirleriyle ticari işbirliklerini artırması bir zorunluluktur.

Umut ediyorum ki; bir araya geldiğimiz böylesine toplantılar İslam dünyasının ticari işbirlikleri için de zemin oluşturur.

Bugün sadece burada tüm İslam Dünyası için son derece önemli olan İslam Ticaret Hukuku kongresini gerçekleştirmiyoruz. Türkiye'nin merkez şehri olma yolunda hızla ilerleyen Konya'nın İslam dünyasının finans merkezi olması misyonu için de tarihi bir adımı hep beraber atıyoruz.

Türkiye ekonomisinde "İkinci Marmara" olarak adlandırılan Konya ile ilgili bazı bilgiler vermek istiyorum.

Konya bugün 178 ülkeye ihracat yapan bir şehirdir. İhracatımızı 13 yılda yüzde 1.500 oranında artırdık. Bu dönemde ihracatta Türkiye ortalaması 5 kat artarken Konya 15 kat artırarak dünya çapında bir başarı öyküsü yazmıştır.

Türkiye ortalamasının yarısının altında işsizlik rakamıyla bu alanda da büyük bir başarı elde ettik.

Devletimizin sağladığı desteklerle; ticarette, sanayide dünya şehri olan Konya, Türkiye'nin her alanında merkez şehir olmayı hak ederken, İslam dünyasının da finans merkezi olmaya adaydır.

Birikimlerini tüm toplumla paylaşan, ülkemizin manevi merkezi Belde-i Muhayyere Konya zenginliğini İslam dünyası ile de paylaşmaya hazırdır.

Ülkemizin ve şehrimizin son 13 yıllık muhteşem başarı hikâyesi ile dünya çapında hedeflere koşar adım ilerlemekteyiz. Türkiye bugün; Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın vizyonunda her türlü engellemelere karşın tarihte olduğu gibi yeniden İslam Coğrafyasının merkez ülkesi olma yolunda ilerlemektedir.

Konya olarak Türkiye'nin vizyonuna, hedeflerine her türlü katkıyı verdik vermeye de devam edeceğiz. Şehrimizin en büyük zenginliği olan Konyalı müteşebbisler ile hem şehrimizi hem de ülkemizi büyütmeye kararlıyız.

 

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar